Sayaç 19.09.2006 Tarihinden itibaren
Ekleme Koşullarımız Şiirlerimiz bölümüne eklenmesini istediğiniz şiirlerinizi tarihini, göndereni belirtip altına konuyu anlatan küçük bir not ekleyerek webmaster@salmankasabasi.com veya tatarali99@hotmail.com adreslerine gönderebilirsiniz.
İstanbul'u Bulmalıyım
ALEMLERE RAHMET GELDİN,
KAİNAT'A ŞEREF VERDİN YA
RESULULLAH
16 NİSAN 2012 ********************************************************************************************************
MAVZER
Bir hayal oldu senli günler, sanma sensiz mutluyum
Bakma yüzümün güldüğüne yüreğim mavzer kurşunu gibi.
Dokunsalar patlayacak içimde feryat figanlar kopacak
Sen yokken ağlarım ben remine bakar maziye dalarım
İşte o an bir çığlık kopar içimde sensizliğe ağlarım ben.
Sana gelmek isterim amma hainlerle yan yana gelmek
Ölümden beter olsa gerek...
Şiir kitabı çıkan Akkuşlu Hemşerimiz Engin GÖK 2011
*********************************************************************************************************
ADI ÜZERİNDE AKKUŞLUYUM
Ben gürgenin 20 metre olan yerinden geldim dostum Adı üstünde akkuşluyum güllerin mor menekşelerin açtığı yerdenim Salman Seferli Kusköy’üm hepsi bir tarih eseri Her karışı, her metresi dostluk medeniyet eseri Her dalında ayrı bir güzellik hasret koydu zalim gurbetlik.
Bir başka güzeldir sevenleri erdemli mert olur Salmanın erkekleri Ağamdır paşamdır büyükleri meşhurdur, ayrana mısır ekmeği doğraması Aç dönmez bilirse misafiri oturması Gelin ağalar abiler asfalt olsun Salman Akkuş arası Bilirim merhametlidir zengini Sizlere söyler Akkuşlu Engini.
Haydi, dostlar şimdi birlik zamanı Tutuşalım elele koşalım güzel yarınlara Güzellik gelsin Akkuşa Salmana. Artık yeter diyelim yetmecimi yollarda Ölen analarımız bacılarımız....
İsteyelim devlet babadan bir hastane Yoktur diyelim bankamız Birde ilçe olursa Salman’ımız. Gel gör Salmanı, Salman yapan insanımız.
Şiir kitabı çıkan Akkuşlu Hemşerimiz Engin GÖK
********************************************************************************************************* İşte öyle özledim seni Her gece düşünüyorum seni Düşüncemin en ıssız yerlerine bile, serpiştiriyorum hayalini Henüz tanışmamış olsa da tenin tenimle Kapattığımda gözlerimi karşımdasın Rüyalarıma giriyorsun, uyanıkken bile Hani her kışın ardından, baharı özlersin ya İşte öyle özledim seni
Sigaramın dumanı odama resmini çiziyor, bana inat Yatağım yorgun bedenimle buluşmayalı çok oluyor Sabahlara kadar geziyorum Bazen güneş doğuyor üzerime Daha önce hiç gitmediğim, yabancı bir yerlerde Hani her uykusuzluğun ardından, uykuyu özlersin ya İşte öyle özledim seni
Düşüncen beni kocaman şehirlerden, küçücük odalara hapsediyor Anahtarına ulaşamıyorum Ben bu kadar özgürlüğüme düşkünken Sana karşı koyamıyorum Hani her kayboluşun ardından, tanıdık bir ses ararsın ya İşte öyle özledim seni
Hayat olanca gerçekliğini yüklerken omuzlarıma, bir yandan Bir yandan da uzaklaştırmaya çalışıyor beni senden. Hayatın karmaşık oyunlarına yenilecekken, hayalin güç veriyor bana Hani insan kendini aradığı uzun seyahatlerin ardından Doğduğu şehirleri özler ya
HASRET 03 HAZİRAN 2009
********************************************************************************************************** YALNIZLIK Bu gece yalnız kalmak istiyor, Herkesten uzak, her sözden, gözden uzak...
Kimseyi istemiyorum şu beni hiç terk etmeyen yalnızlığımın yanına... Bu gece ve her gece sus pus olmak istiyorum... Şu koskoca evrende, şu sonsuz karanlıkta attığım sessiz çığlıklara hiç bir kulak şahit olmasın... Uzaklara döndürüp gözbebeklerimi, boş düşüncelere dalıp, öylece kalmak... Hiç konuşmadan, Hiç duymadan, Hiç görünmeden...
Böyle değildim ben sensizliği bilmeden, Bu garip huylar senden yadigâr...
Bu garip halim, Bu tutarsızlığım, Bu zaman tutmazlığım, Bu hırçınlığım,
Bu yalnızlığım... Hepsi senden kaldı... Taşımak zorunda bıraktın bu yükü bana... Bu ben miyim? Değilim
MERYEM - 02 HAZİRAN 2009
**********************************************************************************************************
İnan uğrunda ölmeye değersin
HÜSEYİN BOZOK 27 Şubat 2007
**********************************************************************************************************
|
VARLIĞIN ANLAMI
Mutlulugu cok istiyorsan
Cok korkmayacaksin yasamdan
Hele hele kaybetmekten hic
Cok hesap kitaba gomulmeyeceksin
Daha basit olacaksin yani
Ozgurluk bir deli kustur
Ne tutmaya calisacaksin
Ne de onu anlamayi bilgilere baglayacaksin
Yasamak bazen basli basina bir anlam firtinasidir
Ruzgariyla bedeninin serinlemesi ona sahip olman demektir
Yani diyorum ki illa ki avuclarinda tutmaya odaklanma
Ne kadar cok istersen plan yap
Ama hic birinin kolesi olma
Esaret dedigin insanin kendi ruhundan baslar
Ozgurluk bir deli irmaktir yani
Icmeye bak ondan
Saklayip ona sahip olmaya degil
Anlasilmamaktan ne kadar da sikayet ediyorsun
Kac kisiyi anlamak icin caba gosterdin
Ya da aldanmaktan korkmadan
Kac kisiye acabildin ruhuna
Kac defa kuytuluklardan gecmeyi birakip
Apacik gunes isiklari altinda yurudun
Sen korkunu yenebildin mi ki
Insanlar korkmadan sana yaklassin
Yani diyorum ki sana;
Gozlerini kapattikca gunes bosuna yukselir gokyuzunde
O zaman haydi simdi; ac gozlerini
Gormeye basla ki gorulebilmenin sonsuz mutluluguna bulansin ruhun
Aski ne kadar cok ariyorsun degil mi
Ariyorsun da bu yuzden bulamiyorsun
Kafanda ne kadar da resimler ciziyorsun sevgilinin sekline dair
Ustelik kurguluyorsun da yasanacaklari durmaksizin
Plana programa gelmez oysa sevda isleri
O zaman ruhunu ac
Yuregini kabul etmeye kurgula
Ve sonra gulumseyerek bak gokyuzune
Ask sana yaklasmaya baslamistir
Yani daha biri gelmeden filizlenmeye baslamistir ruhunda
Korkmanin sevmekten ne kadar daha kolay oldugunu gor istersen
Olumsuzlugun ne kadar yakin oldugunu da
Bir celiski yumaginin ortasina gir bir an
Mesela birlik olmayi dusunurken
Sonsuzluga ve tanrisalligina inanirken
Olumden ne kadar korktugunu
Ya da kiyamette kendini nasil guvene alacagini dusundugunu hisset
Yani tanriyi sevdigini dusunurken
Ve onun isigi olduguna kendini inandirmaya calisirken
Cehennem inanci celiskisini koy usunun onune
Yani bilge olmaya calismanin
Bilme ve anlama ugrasinin
Korkunu onlemeye yonelik bir caba oldugunu anla
Her sorunun illa senin bilmen gereken bir cevabi olmasi gerekir yanlisina takilma
Ama bu yuzden de hic bir sorunun pesini birakma
Eger celiski gibi durursa onunde bu
Celiskilerden neler ogrendigini hatirlamaya calis
Yani sonucsuz kalanlarin faydasiz oldugunu dusunme diyorum
Bir cok yasam parcasi oldugunu bil
Ve bu yasamlik seruveninde
Yurudugun yolun illa sonucsal bir hedefi oldugu gercegini unut
Yani tek basina bir nokta olabilir bu an`lik yasamin
Ama dogru`nun noktalarin birlesiminden olustugunu da hatirla
Yani anlamsiz oldugunu dusundugun bu yasamin
Gelecekteki bir anlami tamamlayacak bir parcadir belki
Rahatla yani
Senin varligin anlamin ta kendisidir
Bunu hatirla… hersey anlamlanacaktir senin varliginda..
(alıntıdır) İlknur 06 Kasım 2007
**********************************************************************************************************
AŞK GÜZEL SEVMEK GÜZEL
Ey
dağlar,dağlar
İçimdeki sevgi ateşi ile
Sizi eritirim kavururum
Su misali eylerim bir çırpıda
Hey kara bulutlar
İçimdeki sevgi dolu nefes ile sizi ağlatırım
Gök yüzü kirlenmesin diye
Kör bıçak ile kesmişim kırpıklerimi
Siz ağlayın diye yerimebensiz
Umut dolu günler yakın
Sabretmesini bilmek gerek
Beceremesen de nasıl olacaksa
Sevilmekse o bambaşka bir şey
ilknur. 14.10.2007
**********************************************************************************************************
Memedim
-ayrıcalığa nihâyet-
Ne ağa ne de paşa oğluyum,
Bir garip memet oğluyum.
Ne sırtım pek ne de tokum,
Bir garip memet oğluyum.
Serhat boyunda beklerim,
Aziz vatanı anam bilirim,
Toprağa düşen kan benim,
Bir garip memet oğluyum.
Şükürler olsun kadir Mevlâ'ya,
Ayrı tutmadı şehit kardaşıma,
Ne muallim ne Mehmet ağa,
Bir garip memet oğluyum.
02/09/2007-İstanbul
Tahsin ÇAYIROĞLU
**********************************************************************************************************
Göğercinim
- sevgili ablama rahmetle –
Kirez aynın on dördü,
kuşluk vaktiydi.
Kızıla çalan ayın on dördü.
Doğan günün ayazıydı!
Bedenim ürpermiş,
gözlerim takılmıştı;
dudaktan düşen heceye.
Kara kıranlıklara yazılası nameye !
Göğden bir şimşek çaktı sanki,
İnme misâli saplandı göğsüme !
Zemheriden esirgün timsâli,
Buz tuttu, taladı ellerimi !
Oysa yüreğim yangın yeriydi !
Nazım en çok da sana,
sana geçerdi.
Kahrolası huyum uzun sürerdi!
İşte yine öyle bir dayalanmaydı;
Sen geldin, görmedi gözüm,
söyledin, sustu dilim,
lâl olaydı dilim !
N’olursun sitme,
etme, bir şeyler söyle..!
Bir film vardı, Türk sineması,
hatırlarsın belki de;
Hani sana çok uylardım da,
kızar gibi gülerdin ya bana,
hep o an gelir aklıma;
… Rabia…,
meğer ne çok günülermişsin.
Melekleri emsâl edinmeyi,
ne çok istermişsin !
Bilirim, hatıraları sevdiğini,
N’olur kızma emi bana,
Çerçeveletemedim resmini !
Dokunamadım gül cemâline,
Göresim geldi,
öpemedim göğercinimi..!
14 Haziran 2004/2007 İstanbul
**********************************************************************************************************
MÂ'DUM UMUTLAR
-mufavvakiyete-
Mahpus damının paslı parmaklıklarına,
Çiğ düşmeli gecenin içinden..
Zûlmet gönüllerin çelik prangalarına,
Kardelenler dizilmeli inceden inceden..
Bir kamburun eski püskü küfesinde,
Hazîran gecelerinin elemi taşınmalı..
Perîşân-ı dîl eden mâ'dum umutlar,
Eskici dükkânlarında satılmalı..!
09/06/2007 İstanbul
Tahsin Çayıroğlu
**********************************************************************************************************
HEZÂR OLMUŞ
-aziz şehitlerimize-
Ne koçyiğitler düşüyor yere dağ gibi,
Bir ninnidir içilen şehadet şerbeti!
Toprağa dökülen bayrağın al rengi!
Herşeye rağmen 'vatan sağolsun',
Hezâr olmuş yüreklerin tek tesellisi..
Hâyın ne hudutta ne de cephede,
Sağım solum, dört bir yan kahpe!
Bed-hâhlar hun-hârca kıyıyor mehmede!
Hatt-ı müdafaa yok sath-ı müdafaa var,
Vatan omuzlarda vatan ciğer parelerde!
11.06.2007-İstanbul
Tahsin Çayıroğlu
**********************************************************************************************************
Akşam
Gün salarken kendini akşama,
Aksediyor ezan ard arda semaya.
Yaklaşan fecrin ufkunda,
Yaslanmış ruhum kızıl hülyalara..
Şişli - 1998
Tahsin Çayıroğlu
**********************************************************************************************************
ANNE
Bir dileğin var sanki benden,
Lakin korkuyorsun,neden!
Serzenişt et,bırak geçeni gönlünden.
Vur göğsüme,acıtmaz anne!
İnkar ettim serseri benliğimi,
Hiçe saydım o mübarek sevgiyi.
Bu şehir değiştirdi herkes gibi beni..
Bir sen aynısın anne!
Geç olsa da farkettim hakikati,
Kalbimdeki ılıklığın sen olduğunu.
Tek adrese attım mektuplarımı,
Sana hasretimi yazdım anne!
27.02.2007 İstanbul Tahsin
ÇAYIROĞLU
**********************************************************************************************************
Şiir deyince merhum İstiklal şairimiz Mehmet Akif Ersoy’dan bir kaç şiirini sizlerle paylaşarak, onun ruhunu şad etmek istedim
Kalbi Selamlarımla...
Bilal Demiroğlu
Nürnberg/Almanya
GİTME EY YOLCU
Gitme ey yolcu, beraber oturup ağlaşalım
Elemim bir yüreğin karı değil, paylaşalım
Ne yapıp ye'simi kahreyleyeyim, bilmem ki?
Öyle dehşetli muhitimde dönen matemki!
Ah! Karşımda vatan namına bir kabristan yatıyor şimdi
Nasıl yerlere geçmez insan
Şu mezarlar ki uzanmış gidiyor, ey yolcu
Nereden başladı yükselmeye, bak, nerede uc
ZULM ALKIŞLAYAMAM
Zulm alkışlayamam, zâlimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Biri ecdâdıma saldırdı mı, hattâ boğarım!..
- Boğamazsın ki!
- Hiç olmazsa yanımdan koğarım.
buçuk soysuzun ardında zağarlık yapamam;
Hele hak nâmına haksızlığa ölsem tapamam.
Doğduğumdan beridir âşıkım istiklâle,
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lâle!
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum?
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
Kanayan bir yara gördüm mü yanar tâ ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırma da geç git, diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!
Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu...
İrticâın şu sizin lehçede ma'nâsı bu mu?
KORKMA!
Cehennem olsa gelen göğsümüzde söndürürüz;
Bu yol ki hak yoludur dönme bilmeyiz yürürüz!
Düşermi tek teşı sandın harim-I namusun?
Meğer ki harbe giren son nefer şehit olsun.
Şu karşımızdaki mahşer kudursa çıldırsa;
Denizler ordu, bulutlar donanma yağdırsa;
Bu altımızdaki yerden bütün yanardağlar,
Taşıpda kaplasa afakı bir kızıl sarsar;
Değil mi cephemizin sinesinde iman bir;
Sevinme bir, acı bir, gaye aynı, vicdan bir;
Değil mi sinede birdir vuran yürek… yılmaz.!
Cihan yıkılsa, emin ol, bu cephe sarsılmaz
MÜSLÜMANLIK NERDE
Müslümanlık Nerde
Müslümanlik nerde! Bizden geçmis insanlik bile...
Adem aldatmaksa maksad, aldanan yok, nafile!
Kaç hakiki müslüman gördümse, hep makberdedir;
Müslümanlik, bilmem amma, galiba göklerdedir;
Istemem, dursun o payansiz mefahir bir yana...
Gösterin ecdada az çok benziyen kan bana!
Isterim sizlerde görmek irkinizdan yadigar,
Çok degil, ancak Necip evlada layik tek siar.
Varsa sayet, söyleyin, bir parçacik insafiniz:
Böyle kansiz miydi -hasa- kahraman ecdadiniz?
Böyle düsmüs müyd herkes ayrilik sevdasina?
Benzeyip sirazesiz bir mushafin eczasina,
Hi görülmüs müydü olsun kayd-i vahdet tarumar?
Böyle olmus muydu millet canevinden rahnedar?
Böyle açliktan bogazlar miydi kardes kardesi?
Böyle adet miydi bi-perva, yemek insan lesi?
Irzimizdir çignenen, evladimizdir dogranan...
Hey sikilmaz, aglamazsan, bari gülmekten utan! ...
'His' denen devletliden olsaydi halkin behresi:
Payitahtindan bugün tasmazdi sarhos naresi!
Kurd uzaklardan bakar, dalgin görürmüs merkebi.
Saldirirmis ansizin yaydan bosanmis ok gibi.
Lakin, ask olsun ki, aldirmaz otlarmis esek,
Sanki tavsanmis gelen, yahut kiliksiz köstebek!
Kâr sayarmis bir tutam ot fazla olsun yutmayi...
Hasmi, derken, çullanirmis yutmadan son lokmayi! ...
Bu hakikattir bu, sasmaz, bildigin usluba sok:
Halimiz merkeple kurdun ayni, asla farki yok.
Burnumuzdan tuttu düsman; biz bogaz kaydindayiz;
Bir bakin: hala mi hala ihtiras ardindayiz!
Saygisizlik elverir... Bir parça olsun arlanin:
Vakti çoktan geldi, hem geçmektedir arlanmanin!
Davranin haykirmadan nakus-u izmihaliniz...
Öyle bir buhrana sapmistir ki, zira, halimiz:
Zevke dalmak söyle dursun, vaktiniz yok mateme!
Davranin zira gülünç olduk bütün bir aleme,
Beklesirken gökte yüz binlerce ervah, intikam;
Yerde kalmis, na'sa benzer kavm icin durmak haram! ...
Kahraman ecdadinizdan sizde bir kan yok mudur?
Yoksa, istikbalinizden korkulur, pek korkulur.
UYAN
Baksana kim boynu bükük aglayan.
Hakki hayatindir senin ey müslüman,
Kurtar artik o biçareyi Allah için.
Artik ölüm uykularindan uyan.
Bunca zamandir uyudun kanmadin,
Çekmedigin çile kalmadi, uslanmadin.
Çignediler yurdunu baştan başa.
Sen yine bir kerre kimildanmadin.
Ninni degil dinledigin velvele,
Kükreyerek akmada müstakbele.
Bir ebedi sel ki zamandir adi,
Haydi katil sen de o coşkun sele.
Karşi durulmaz cereyan sine-çak...
Varsa duranlar olur elbet helak.
Dalgalarin anmadan seyrini,
Göz göre girdâba nedir inhimak?
Dehşeti maziyi getir yadina;
Kimse yetişmez yarin imdadina.
Merhametin yok diyelim nefsine;
Merhamet etmez misin evladina?
Ben onu dünyaya getirdim diye
Kalkişacaksin demek öldürmeye!
Sevk ediyormuş meger insanlari,
Hakki-i übüvvet de bu canilige!
Dogru mudur ye’s ile olmak tebah?
Yok mu gelip gayrete bir intibah?
Beklediğin subh-i kıyamet midir?
Gün batıyor sen arıyorsun tebah.!
Gözleri maziye bakan milletin,
Ömrü temadisi olur nakbetin.
Karşına müstakbeli dikmiş Hüdâ,
Görmeye lakin daha yok niyyetin.
Ey koca şark! Ey ebedi meskenet!
Sen de kımıldanmaya bir niyet et.
Korkuyorum, Garbın elinden yarın,
Kalmayacak çekmediğin mel’anet.
Hakk-ı hayatın daha çiğnenmeden,
Kan dökerek almalısın merd isen.
ünk bugün ortada hak sahibi,
Bir kişidir: "Hakkımı vermem" diyen.
SESSİZ GEMİ
Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hi yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.
Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.
Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu!
Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.
Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden,
Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden.
Merhum Akif’in hatırasına saygılarımla.
Kalbi Selamlarımla...
Bilal Demiroğlu
Nürnberg/Almanya
**********************************************************************************************************
İstanbul'u Bulmalıyım
Öyle bir akşamdı İstanbul'da..
Ne ses var ne seda,susmuş minareler,
El ayak çekilmiş,çekilmiş perdeler.
Kapım açık sabaha inat karanlıklara,
İstanbul'a ve yağmurun her damlasına.
Bu gece yadigar olmalı İstanbul bana.
Öyle bir akşamdı İstanbul'da..
Basmadan yürüyorum kaldırımlara.
Korkuyorum akşamın efsunundan,
Rüzgarın ruhumu uçurmasından.
Kalabalığın yalnızlığını duyuyorum,
Gözlerimde hep o hayali görüyorum..
Öyle bir akşamdı İstanbul'da..
Bir gölge geziniyor gecenin içinden,
Tutacak kadar yanından geçiyorum,
Nefes gibi kah hafiften,kah derinden.
Bir tane düşüyor yere gözlerimden,
Yağmurlara karışmalıyım görünmeden.
İstanbul'da olmalıyım,İstanbul'u bulmalıyım..
Tahsin Çayıroğlu
15/03/2007 İstanbul
*****************************************************************************
İçimi titretiyor,
Ürpertisi yalnızlığımın.
Bir uğultu dökülüyor,
Kenarından bir uçurumun.
Duymak ister gibi sensizliği.
Rüzgarlara vermek benliğini.
Üfürmek üstümden sihr-i efkarını!
Beyhüde olmuyor!
Sensiz olmuyor!
Çaresizliğini duyuyorum ızdırabın,
Lakin elveremiyorum.
Uzandıkça ellerim,
Sana elveremiyorum!
Divane ellerim,
Sensizliği bulamıyorum.
Aklımı tutamıyorum..
Tahsin Çayıroğlu
27.01.2007 İstanbul
*****************************************************************************
Ben Sana Baba Dedim…
Ben sana baba dedim;
Gidenler gelmez diye,
El kıymet bilmez diye,
Babalar ölmez diye,
Ben sana baba dedim!
Ben sana baba dedim;
Yüz sensiz gülmez diye,
Ufkumu delmez diye,
Yâr yaşım silmez diye,
Ben sana baba dedim!
Ben sana baba dedim;
Baba cevher, öz diye,
Hasret ateş, köz diye,
Benliğimi ez diye,
Ben sana baba dedim!
Ben sana baba dedim;
Kıymet bulur söz diye,
Sana yollar düz diye,
Sensiz bahar güz diye,
Ben sana baba dedim!
Ben sana baba dedim;
Kavuşuruz tez diye,
Asılmasın yüz diye,
Düşlerimde gez diye,
Ben sana baba dedim!
Ben sana baba dedim;
Sensiz ömür az diye,
Sana çıkar iz diye,
Her derdimi sez diye,
Ben sana baba dedim!
Ben sana baba dedim;
Dost beni almaz diye,
Öz felah bulmaz diye,
Sensiz yurt olmaz diye,
Ben sana baba dedim!
Ben sana baba dedim;
Yiğitler yılmaz diye,
Göz yolda kalmaz diye,
Hakikat solmaz diye,
Ben sana baba dedim! ! !
Kalbi selamlarımla...
02.05.2007
Bilal Demiroğlu
Nürnberg/Almanya
******************************************************************************
M. Said ÇEKMEGİL
Yavrum yad ellere gittin gideli
Şu yanık bağrıma taşlar basarim
Ancak mektupların bize teselli
Seni görmüş gibi olur yaşarım
Oğlum ne vardı ki gurbet ellerde
Kokunu ararım esen yellerde
Hasretimiz simdi türkü dillerde
Sebep nedir bilmem ona yanarım
Deden Avrupa’yı fethe çıkardı
Karanlık çağlara ışık yakardı
Türk dendi mi küfrün canı çıkardı
Şimdi tersi oldu diye korkarım
Sen
de oralarda cihad eylersen
Nerde olsa orda hakkı söylersen
Artık sana kızmam n'etsen neylesen
Dualarımla hep seni anarım
Bir Müslüman evlat doğurdum diye
Şükrederim olsan Rab’ba hediye
Olmaz da dönersen miskin kediye
O zaman oturur yanar ağlarım
Allahu Ekberi götür burçlara
Böyle yaptı Atan sor sorguçlara
Bir şey demesem de küçük suçlara
Yavrum gayretsizse yürek dağlarım
Sözüme gücenme garip çocuğum
Bu gün varsam bile öbür gün yoğum
Bir ağlatırsa seni yokluğum
Cennette görmeye ümit bağlarım
Ben ki mahzun annen Meryem Çağlar'ım
M. Said ÇEKMEGİL
Bilal DEMİROĞLU / 04.04.2007
******************************************************************************
BAHAR , YAĞMUR
Yağmur yağıyordu bir bahar akşamında.
Ve ben seni düşlüyordum..
Balkondan uzattığım bedenim ıslandıkça,
Ağlıyordum, çünkü seni hatırlatıyordu yağmur..
Sokağa çıktım, şemsiye almadan,
Islanıyordum, şehrimin dar sokaklarında..
Gidiyordum, nereye gittiğimi bilmeden,
Ama biliyordum sana ulaşacağımı, umuyordum...
Yağmur güzel değildi belki, senin kadar,
Ama seviyordum, sebepsiz bir şekilde..
Tıpkı seni sevdiğim gibi...
Gökyüzüne baktım o an, göremedim yıldızları..
Kaybettim onlarıda senin gibi..
Ağlıyordum, bir bahar akşamında,
Sebebini bilmeden ağlıyordum...
Rahatlatıyordu çünkü ağlamak beni,
Tıpkı seni gördüğüm anki gibi..
Yağmuru dinliyordum, bir bahar akşamında,
Ağzından çıkan her sözü dinlemem gibi...
Huzur veriyordu çünkü bana,
Sebepsiz ve nedensiz dinliyordum..
Yağmura benzetiyordum seni, herşeyinle..
Yağmurla gelen herşeyi veriyordun bana,
Yalnızca birşeyi veremiyordun, yağmur gibi,
Bir benim olmayı beceremiyordun....
Fatih SARIÇOBANOĞLU / 01.04.2007
******************************************************************************
Asker
annesi
Canından can olan askerdir şimdi
Özlemine ağlar asker annesi
Gururla seyreder askeri kendi
Onurlanıp çağlar asker annesi
Çektiği özlemdir başka derdi yok
Her şeyi vatanı başka yurdu yok
Sayılı gün dolar bunun ardı yok
Günü güne bağlar asker annesi
Hasretten her zaman duyarlar sancı
Sağ salim gelirde görmezler acı
Bütün askerlere her gün duacı
Zoru kolay sağlar asker annesi
COŞARİ diyor ki bu kutsal yolsa
Her asker anası bu yolu bulsa
Evlat mı vatan mı tercihte kalsa
Önce vatan yeğler asker annesi
canım annaeme bedriye göke gelsin
Şavaş GÖK /30.03.2007
******************************************************************************
ŞİMDİ ÇIKSAN KARŞIMA
Şimdi çıksan karşıma, yıllar öncesi gibi…
Bıraktığımız yerden aşkımızı yaşatalım desen…
Ve o ceylan bakışlarını öylece diksen gözlerime…
Desen ki :“Unutmadım seni, sevmedim bir başkasını…
Yüreğimde hala senin aşkın, senin sevgin var…
Duy beni yüreğimin sönmeyen ateşi…
Anladım, yalanmış senden başkası…
Sahteymiş vefasızların sevdası…
Duy beni hasretim…
Senden kalan bir deli hançer, öylece kalakalmış kalbimde…
Anla çaresizliğimi…
Sensiz yarım kalmış meğer duygularım…
Yalnızlığımın sebebi sensizlikmiş…
Adı hep sendin aslında tüm aşkların…
Uçurumun kenarında kalmış yüreğim, sensizlikten biçare…
Ey vefasıyla sevdasını taçlandıran prensesim…
Ya tut elimi, ya da katlime vesile olsun senin elin…
Bak aylardan yine şubat, yine yarım kaldı duygularım…
Nerde, hani yokluğuna düşman varlığım…
Bu bir itiraftır yanan gönülden…
Çaresizliğidir duygularımın…
MU'SAB G. / 12.02.2007
******************************************************************************
AŞTI BU GECE
SEN
BENİM GÖZÜMDE BİR HİÇSİN ARTIK
NEFRETİM AŞKIMI AŞTI BU GECE
BUGÜNKÜ SÖZLERİN SÖZ MÜYDÜ ARTIK
SON SÖZÜN SABRIMI AŞTI BU GECE
KOLAYCA BİTSİN DİYEMEDİN DE
SALLADIN SAVURDUN BASİRETSİZCE
HİÇ Mİ DERS ALMADIN ONCA GEZDİK DE
YAĞMURUN RAHMETİ AŞTI BU GECE.
YEMEDİM YEDİRDİM, NE VARSA SANA
ÜÇ KURUŞUM OLSA VERİRDİM DAHA
MEMURDUM, YOKSULDUM, HATIRLASANA
HAFIZAM HADDİNİ AŞTI BU GECE
ONCA GEZ, TOZ BENLE, SONRA SEVİYORUM DE
SONRA GİT NİŞANLAN, BİR DE ONA DE
ŞEREFSİZLİK DEĞİL DE NEDİR BU SÖYLE?
KÜFRÜM EDEBİMİ AŞTI BU GECE
SANA SON BİR SÖZÜM, NASİHATİM VAR
ALDIĞIM AHLAKLA, BİR TERBİYEM VAR
SENİ DOĞURAN ANA, DEYİP GEÇMEK VAR
SAYGIM ADABIMI TUTTU BU GECE
GÖNLÜMÜN ROMANI BİTTİ BU GECE
ÖMRÜMDEN BEŞ YIL GİTTİ BU GECE...
YÜCEL GÖK
11.02.2007/ İSTANBUL
******************************************************************************
KARALAR BAĞLARIM ANNEM
Ömrümce görmedim böyle bir kader
Gözyaşım pek çoktur çağlarım annem.
Bu sevda kalbimi perişan eder
Gurbette karalar bağlarım annem
Bir zalim elinden ağlarım annem.
Yalancı dünyanın bitmez çilesi
Yıkıldı gönlümün umut kalesi
Ben aşkın esiri oldum olası
Gurbette karalar bağlarım annem
Bir zalim elinden ağlarım annem
Terketti vefasız geri gelmiyor
Islanan gözlerim artık gülmüyor
Kimseye söyleme, eller bilmiyor
Gurbette karalar bağlarım annem
Bir zalim elinden ağlarım annem
YÜCEL GÖK
26.10.2006/ İSTANBUL
******************************************************************************
Saatin Beşindeyim Acıların İçinde
Bu gece yine soğuk bir
düşle uyandım
Hala üşüyordu parmaklarım
Bakışlarım seni aradı karanlıkta
Umut yoktu oysa bu olasılıkta
Kısık bir sevda ateşiyle sigaramı yaktım
Efkarım dağıldı odama
Duman duman oldu bakışlarım
Saatin beşindeyim acıların içinde
Özleminle dans ederken yüreğim
Acı bir sevda türküsüydü söylenen
Uzaklarda
‘Sonbaharda ‘ diyordu belli belirsiz sesiyle
Diyordu ki kavuşmak sonbaharda...
YÜCEL GÖK 26.10.2006 / İSTANBUL
******************************************************************************
BİR SONBAHAR AKŞAMINDA
-vefasıza-
Yapraklar sararıp dşerken dalından
Korkma gel bir sonbahar akşamında
Kara tren geçerken sana yakından
Gecikme gel bir sonbahar akşamında.
Hasret sarmşken dörtbir yandan hayatını
Azat rt artık yüreğini kavuran vuslatı
Yaşamak için o ölümsüz sevdayı
Durma gel bir sonbahar akşamında.
Taşıyamaz oldum artık sensiz Nahıvanı
Günler asır oldu, hızlandıramıyorum zamanı
Beraber paylaşmaya mutlu bir hayatı
Korkma gel bir sonbahar akşamında
Geçer nice eylüller, ekimler
Ve saplanır yüreğime bir hasret mızraı
Gördğün bu sensiz süren hayatı
Anla ve gel bir sonbahar akşamında.
YÜCEL GÖK 22/10/2006
******************************************************************************
GÜLÜM.....
GECELER GEÇİP SABAH OLMADAN,
GÖNLÜME SEVGİNİN TÜMÜ DOLMADAN,
BİR SABAH ÖLÜRSEM GÜNEŞ DOĞMADAN,
SABAHLARA İSYAN EDİP AĞLAMA GÜLÜM....
ÇÜKÜ SEN KALBİMDE TEK SEVDİĞİMSİN
ÇÜNKÜ SEN BENİM HERŞEYİMSİN.
ÇÜNKÜ SEN SEVİLMEYE DEĞER BİRİSİ.
ÖLÜERSEM BİR GÜN AĞLAMA GÜLÜM....
ACILAR BİTİP ÖMRÜM DOLMADAN,
O SACINI OKŞAMADAN,
ÖLÜRSEM BİR GECE SENİ GÖRMEDEN,
GECELERE İSYAN EDİP AĞLAMA GÜLÜM....
AŞKIN GÖK 05.10.2006
******************************************************************************
GİTME
BİR YILDIZ KÜSER GÖĞÜNE,İÇİNİ ÇEKER BİR ÇOCUK
ŞAŞIRIR YÖNÜNÜ RÜZĞARLAR
BÜTÜN PINARLARIN SUYU ÇEKİLİR
SOLAR NAZLI ÇİÇEKLERİ GÖNLÜMÜN
ÜZÜLÜRÜM.
GİTME,
YETİM BIRAKMA KIZINI,
SAÇLARINI ÖPEN SEHER YELİ,ÇOBAN YILDIZI,
BİR DAHA TURNALAR GEÇMEZ,BÜLBÜLLER ÖTMEZ
ÇİÇEKLER AÇMAZ BAHÇEMDE
SÜZÜLÜRÜM.
GİTME,
ACILARA MAHKUM OLUR YÜREĞİM,
ARDINDA FIRTINALAR KALIR,
AYRILIKLAR,ANILAR,YALNIZLIKLAR,
BOYNU BÜKÜK,GÖZÜ YAŞLI KIZIN,
ALIŞAMAM YOKLUĞUNA,YOKLUĞUNDA
ÖLÜRÜM.
GİTME,
KAL,ÇİÇEKLER AÇSIN GÖNLÜMDE,
SEVİNCE DÖNÜŞSÜN GÖKYÜZÜ
İKİ ÇIĞLIK ARASINDA BIRAKMA BENİ BABA
ALIŞAMAM YOKLUĞUNA,YOKLUĞUNDA ,
ÖLÜRÜM.
01.08.2006 / BEYHAN GÖK
******************************************************************************
GİTTİN GİDELİ
AYRILIK YÜREĞİMİ KARINCALANDIRIYOR NİCEDİR
BEYNİMİ UYUŞTURUYOR ÖZLEMİN,
YOKLUĞUN HATIRLANDIKÇA
YÜREĞİME SAPLANAN BİR SIZI OLMAKTAN ÇIKIP,
SÜREKLİ BİR BOŞLUGA DÖNÜŞÜYOR
SENİ ÇOK ÖZLÜYORUM BABA.....
SEN GİTTİN,
BEN ARKANDAN SADECE BAKTIM
OYSA O KADAR ÇOK SANA İHTİYACIM VARDI Kİ,
GİTTİN GİDELİ ,YİTİRDİM YAŞAMA DAİR HERŞEYİMİ,
GİTTİN GİDELİ, KARANLIĞA MAHKUM ETTİM KENDİMİ,
O KARANLIKTA YOLUMU KAYBETMEKTEN KORKUYORUMBABA...
SEN GİTTİN,
GİDİŞİNİ GÖRMEMEK İÇİN GÖZLERİMİ KAPATTIM,
ÖYLESİNE ACIDI Kİ İÇİM,
TUTUP KOPARSALAR DI KOLUMU,BACAĞIMI,
BU KADAR ACI DUYMAZDIM
ACIM YAŞ OLUP AKTI GÖZLERİMDEN
SEN GİTTİN BEN İSE ARKANDAN BAKTIM.
SEN GİTTİN,
BİR YIKIM GİBİYDİ GİDİŞİN,
SEN ADIM ADIM UZAKLAŞIRKEN BENDEN,
ÇÖKÜP KALDI BEDENİM OLDUĞU YERE
NİCE TERKEDİŞLERE DAYANIRDIM AMA,
DAYANAMAZ YÜREĞİM BU SESSİZ GİDİŞİNE.
SEN GİTTİN,
BEN,BİR OKYANUS ORTASINDA
TEK KÜREĞİ KAYBOLMUŞ SANDALDA
DEV DALGALARLA BOĞUŞAN,BİR DENİZCİYİM ŞİMDİ
BİLKİ,SENİ ÇOK ÖZLEDİM,
BİLKİ,SENİ UNUTAMADIM,
BİLKİ,SANA LAYIK BİR EVLAT OLACAĞIM,
RAHAT UYU,BENİM CANIM BABACIĞIM................
(CANIM BABAMA)
01.08.2006 / BEYHAN GÖK
******************************************************************************
ADI HÜZÜN OLSUN
ADI,HÜZÜN OLSUN BU GERÇEĞİN
AYRILIĞIN TEKİL SIZISINI HİSSETMENİN
VE,SENDEN SONRA Kİ YAŞANTIMIN
ADI HÜZÜN OLSUN.......
TÜM RENKLERİNİ ALDIĞIN,TEK MEVSİMLİK DÜNYAMIN
VE,SENDEN BANA HATIRA KALANLARIN,
ROTASIZ BAŞLAYAN YOLCULUĞUMUN,
HER LİMANDA YÜZLEŞTİĞİM SENSİZLİĞİN,
ADI HÜZÜN OLSUN........
BİR TÜRLÜ GELMEYEN GELECEKLERİMİN,
BİR YARISI SENDE KALAN GEÇMİŞİMİN,
VE,HER GÜN BİRAZ DAHA KAYBOLAN DÜNLERİMİN,
ADI HÜZÜN OLSUN...........
GİTTİKÇE TUHAFLAŞAN TAVIRLARIMIN,
AZALAN İDEALLERİMİN,
ALIŞKANLIK HALİNE GELEN SIRADANLIKLARIMIN,
BİRBİRİNE BENZEYEN HER GÜNÜMÜN,
ADI HÜZÜN OLSUN........
AKLIMDA KALAN ŞARKI SÖZLERİNİN,
ANILARIMI SAKLADIĞIM KİRLİ ODAMIN,
YAĞAN YAĞMURUN,
CAMA DAYANMIŞ AĞLAYAN GÖZÜMÜN,
İÇİMDE FERYAT EDEN ÇOCUĞUN,
ADI HÜZÜN OLSUN............
ARTIK GELMEYECEĞİNE OLAN İNANCIMIN,
EKSİK YÜREĞİMİN,GÖRMEDİĞİM RENKLERİN,
SENSİZLİĞİN,
YARIM KALMIŞLIĞIN,
ADI HÜZÜN OLSUN............
01.08.2006 / BEYHAN GÖK
******************************************************************************
AKKUŞUM
ORDU İLİNİN AKKUŞ İLÇESİ
AKKUŞUM SANKİ ALTIN KÜLÇESİ
YİĞİDİ MERT OLUR YOKTUR HİLESİ
NASIL ANLATAYIM AKKUŞUM SENİ
ZENGİNİ FAKİRİ HEPSİ BURADA
DESTEK OLMAK İÇİN BEKLER SIRADA
GÖNÜL DOSTLARI HEP BİR ARADA
NASIL ANLATAYIM AKKUŞUM SENİ
AKKUŞUN SUYU SOĞUK HAVASI SERTTİR
KIZLARI HANIM YİĞİDİ MERTTİR
HAYIR İŞİNDE GÖNLÜ CÖMERTTİR
AGALIK BEYLİK CEPTEN VERMEKTİR
NASIL ANLATAYIM AKKUŞUM SENİ
SATIN AL SALONU KURTAR NESLİNİ
ercanyildiz1976@hotmail.com
******************************************************************************
İşte öyle özledim seni
Her
gece düşünüyorum seni
Düşüncemin en ıssız yerlerine bile, serpiştiriyorum hayalini
Henüz tanışmamış olsa da tenin tenimle
Kapattığımda gözlerimi karşımdasın
Rüyalarıma giriyorsun, uyanıkken bile
Hani her kışın ardından, baharı özlersin ya
İşte öyle özledim seni
Sigaramın dumanı odama resmini çiziyor, bana inat
Yatağım yorgun bedenimle buluşmayalı çok oluyor
Sabahlara kadar geziyorum
Bazen güneş doğuyor üzerime
Daha önce hiç gitmediğim, yabancı bir yerlerde
Hani her uykusuzluğun ardından, uykuyu özlersin ya
İşte öyle özledim seni
Düşüncen beni kocaman şehirlerden, küçücük odalara hapsediyor
Anahtarına ulaşamıyorum
Ben bu kadar özgürlüğüme düşkünken
Sana karşı koyamıyorum
Hani her kayboluşun ardından, tanıdık bir ses ararsın ya
İşte öyle özledim seni
Hayat olanca gerçekliğini yüklerken omuzlarıma, bir yandan
Bir yandan da uzaklaştırmaya çalışıyor beni senden.
Hayatın karmaşık oyunlarına yenilecekken, hayalin güç veriyor bana
Hani insan kendini aradığı uzun seyahatlerin ardından
Doğduğu şehirleri özler ya
İşte öyle, memleketim gibi özledim seni
07.04.2006 / ERDEM ZOROĞLU
******************************************************************************
ORDU’MUZ
Sonsuz olan sevgisi yer alır içimizde,
Heyecanı, aşkını kalbimizde buluruz,
Akşamları gölgesi çırpınırken denizde;
Büyüler gönülleri şirin, yaman Ordu’muz.
Boztepe’ye yaslanmış, bulutlar ona duvak,
Saçları Koyu yeşil, yüreklerde tel tel ak,
Tatmadan sarhoş olur uzanan dudak,
Güzeller yatağı dile destan Ordu’muz.
Hayat bulur ufkunda, göç etmez asla bahar,
Çırpınarak naz eder eteğinde mor sular,
Hasretiyle tutuşur bağrımızda duygular,
İçimizde yanandır sevgi olan Ordu’muz.
Bağrı engine açık, yeşil çelenkli başı;
Duruşu candan kıvrak, henüz pek gençtir yaşı,
Sonsuz güzellik taşır dağı, ovası, taşı,
En kuytu bir köşesi bize vatan Ordu’muz.
Boztepe’ye yaslanmış bulutlar ona duvak
Saçları koyu yeşil, yüreklerde tel tel ak,
Tatmadan sarhoş olun ona uzanan dudak.
Güzeller yatağı dile destan Ordu’muz.
Mahmut Sıtkı CAN
******************************************************************************
GÜZEL ORDU
Önünde serpilen o baygın deniz,
Mavi tül içinde uyuyan bir kız,
Güneş saçlarına yollarken yaldız,
Yeşil yastığında güzel Ordu’muz.
Dizilmiş ufkunda sıra mor dağlar,
Yeşil atlas köyler, çicekli bağlar,
Meleşir kuzular dereler çağlar
İncidir, şiirdir, güzel Ordu’muz.
Şirin bahçeleri hayat-fezadır,
Bir bağ-ı İremdir, Cennet-asadır,
Mehtaplı geceler zevk_ı hülyadır.
Sefa diyarıdır güzel Ordu’muz.
Ruha aşk fısıldıyan bülbüller vardır,
Mor menekşe, leylek, sümbüller vardır,
Kırlarda sevdalı kumrular vardır,
Aden bahçesidir güzel Ordu’muz.
Mehmet Rıfat ATAOĞLU
******************************************************************************
ORDU ŞEHRİNE SESLENİŞ
Füsunkâr yüzünün hüsnü sevdası,
Beni de gönülden bağlasın Ordu.
Gel ey.. Bu yerlerin nazlı Leylâsı,
Mecnun’un dizinde ağlasın ORDU…
Ses versin, rüzgarın yanık sesime,
Ortak olsun CİVİL sonsuz ye’sime,
MELET’in acıyıp, son nefesime,
İçli mersiyeler söylesin ORDU…
Bu yerlerin yeşil mehtabı mısın?
Yoksa, sen bir şiir kitabı mısın?
Avâre ruhların mihrabı mısın?
Kalp sana arzı-hal eylesin ORDU…
M. Sükûti KARACA
******************************************************************************
ORDU’M
Sana bir de ben sesleneyim ey Ordu’m,
Gurbet elde hasretinle kavruldum,
Ateşinle kül oldum, hayalinle savruldum,
Gönlümün hiç solmayan güllerindensin Ordu’m
Türkiyemin en güzel illerindensin Ordu’m
Boztepen bir taç gibi süslüyor başın,
Zümrüt yeşili hem bağın, dağın, taşın,
Eteğinde incidir; Aziziye, Zaferi Milli, Taşbaşın,
Kirazlimanınla görenleri büyülüyorsun Ordu’m
Yurdumun dört yanında övülüyorsun Ordu’m
Nadide bir köşendir Kumbaşın,
Benim için altındır senin toprağın-taşın,
Yaşıyorken iç içe arş’a yükselir başım,
Koyların, kumların, yaylalarınla gözdesin Ordu’m,
Fındığınla, balınla sen hep öndesin Ordu’m.
Can vatanda cennet bir beldesin Ordu’m.
Servet YERLİ
******************************************************************************
YAVUKLUM SENSİN
Hangi yönden baksam, güzelsin güzel,
Kerem gibi tutkun, yavuklum sensin.
Mavi kıyıların, cihana bedel,
Köyünle, kentinle, yavuklum sensin.
Mis kokan çileğin, tombul fındığın
Dalgalı denizin, mavi boncuğun,
Âlemin dilinde dilber olduğun,
Canımın cananı, yavuklum sensin.
Tan yerin erguvan, ufukların mor,
Dağların gür yeşil, çayırların billûr,
Sende yaşayanlar, kadrin bilmiyor,
Menekşe kokulu yavuklum sensin.
Altın kumlarınla bezenmiş koylar,
Taflanlar üstünde öter zkumrular,
Melet’te, Civil’de kuğular, toylar,
Zümrütten otağın, yavuklum sensin.
Dumanlı Çambaşı’n, yaylağın, oban,
Ün saldı ülkede, fındığın, soya’n,
Çiniler yeşili, kudretten boyan,
Toprağın, taşınla yavuklum sensin.
Aşımda sen varsın, düşlerimde sen,
Dallarda ötüşen kuşlarımda sen
Tel tel beyazlaşan saçlarımda sen
Karadeniz gülü, yavuklum sensin.
Sende yuva kurdum, sende avundum,
Senin sularında çimdim ve yundum,
Seninle sevindim, sende öğündüm,
Azığım, katığım, yavuklum sensin.
Gönülde huzurum, gözde nurumsun,
İlinle, ilçenle tek gururumsun,
Banan cennet gibi görünüyorsun,
Köyünle kentinle, yavuklum sensin.
Yekta KARAMUSTAFAOĞLU
******************************************************************************
Her Şeye Bedel
Özlüyorsa özlenen,Özlemek güzeldir.
Dönecekse beklenen,Beklemek güzeldir.
Seviyorsa sevilen, işte o her şeye bedeldir.
Erol SAKALLI 11.11.2005
******************************************************************************
Erkekler de
Ağlar
Düşmüşse yüreğine acı bir zehir
Vermişse Tanrı sana bitmeyen kahir
Olduysa gözlerin kükreyen nehir
Ağla arkadaşım, Erkekler de Ağlar
Anlayamıyorsa zalim senin sevdanı
Yakıp viran ettiyse hayal dünyanı
Unutmuşsan eğer çoktan gülmeyi
Ağla arkadaşım, Erkekler de Ağlar
Erkek dediğin de Tanrı'nın kulu
Elbet vardır onunda kalbi, gururu
Akmışsa kanına ayrılık zehri
Ağla arkadaşım, Erkekler de Ağlar
Erkeklerin yüreği tastan değil ki
Onların gözleri yok mudur sanki
Sabır etse de bir kaç kez belki
Ağla arkadaşım, Erkekler de Ağlar
Tanrım vermiştir herkese yürek
Kimisi cesur dur, kimisi ürkek
Kötüyse kaderimiz nerden bilek?
Ağla arkadaşım, Erkekler de Ağlar
C. Gök 25/02/2000
******************************************************************************
AŞK
Ben aşk nedir bilmiyorum,
Çünkü hiç aşık
olmadım.
Aşık olmak güzel diyorlar.
Ah birde su korkum olmasa,
Kalbim
zalimlere kanmasa
Çekinmem hiç bir şeyden
Dünya YALANCILARLA dolu olmasa
C. Gök 25/02/2000
******************************************************************************
SEVİYORUM
Seni Seviyorum
Ama Senin beni sevip sevmediğini bilmiyorum
Çaresizlik içinde Allah'ıma yalvarıyorum
Seninde beni sevmen için ona dualar ediyorum
Bana söyle ne olur...
O iki kelimeyi benden esirgeme
Bana Seni Sevmiyorum deme
Al Canimi ama Kalbime daha fazla acı çektirme...
C. Gök 25/02/2000
*****************************************************************************
AFFET BENİ
Kapattım gözlerimi unutmak istedim!
Gönlümden söküp de atmayı denedim!
İsmini şarkılarımdan sildim!
Yinede senden vazgeçemedim!
Damarımdasın kanım gibi!
Beynimdesin canim gibi!
Ne yapsam unutamıyorum seni!
Beni yaşatan sensin sanki!
Yırtmak istedim yırtamadım resmini!
Unutmak istedim unutamadım seni!
Elimde olsaydı çoktan unuturdum seni!
Suçlu seven gönlüm af et beni!!!!!!
S. ÇAYIROĞLU
***************************************************
BANA SORUN
Gurbet elde yalnız kalmayı
Dost bildiğinden darbe yemeyi
Vefalı diye, vefasızı sevmeyi
Bana sorun, ben bilirim
Acıları dörtle çarpmayı
Çileleri tonla almayı
Dert batağın da boğulmayı
Bana sorun, ben bilirim
Karanlık gecelerin uykusuzluğunu
Seven insanların mutsuzluğunu
Gerçek dostun yokluğunu
Bana sorun, ben bilirim
Sahte gülücük atanları
Kendini sultan sananları
Bana sorun, ben bilirim
S. ÇAYIROĞLU
***************************************************
SEVMEK
Hani yüce dağlarda kar olur ya hiç erimeyen.
İtse bende seni öyle seviyor ve öyle özlüyorum.
Belki bir hasret gibi içimdesin.
Sonu gelmez yollar gibi uzaktasın.
Yüce dağlarda ki karlar gibi erişilmezsin.
Ama seni yinede çok seviyorum.
Hani aklına gelirde derin bir of çekersin ya,
Hani anıları hatırlarda içine tarifsiz bir burukluk çöker ya,
İste beni seni öyle seviyor ve öyle özlüyorum.
S. ÇAYIROĞLU
***************************************************
DUYGULARIN HİKAYESİ
Bu benim duygularimin hikayesi
Sensin bu gönlümün ebedi sahibi
Nasıl unuturum o güzel gözleri
Sevdim ben seni çilginlar gibi
Duygu his sevgi aşk
Hepsi duygularımda saklı
Bu gönlümü o kara gözlerin yakti
Duygularım hep sana aktı
Bu benim yazdıklarım
Duygularımda saklı
Aşka dair ne varsa
Aşkın beni yaksa
Duygularımın hikayesi hep sana
Ne yaptıysam güzelim
Senden vaz geçemedim
Yanlızca Seni sevdim
Sensin benim biricik sevdiğim
Güzele dair ne varsa
Askin beni yaksada
Duygularım sana aksada
Yazdım işte güzelim
Duygularımın hikayesini sana
İyi sakla beni sakin unutma
Selami BULUN
***************************************************
GURBET
Dağda dolaşırken yakma kandili,
Fersiz gözlerimi dağlama gurbet!
Ne söylemez,akan suların dili,
Sessizlik içinde çağlama gurbet!
Titrek parmağınla tutup tığını,
Alnıma işleme kırışığını,
Duvarda, emerek mum ışığını,
Bir veremli rengi bağlama gurbet!
Gül büyütenlere mahsus emekle,
Renk renk dertlerimi gözümde besle!
Yalnız, annem gibi, o ılık sesle,
İçimde dövünüp ağlama gurbet!
1923 Necip Fazıl K. ( Gön: H.AKTAŞ)
***************************************************
BEKLENEN
Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar
Ne de şeytan bir günahı
Seni beklediğim kadar
Geçti istemem gelmeni
Yokluğunda buldum seni
Bırak vehmimde gölgeni
Gelme artık neye yarar.
1937 Necip Fazıl K. ( Gön: H.AKTAŞ)
***************************************************
ÖLESİYE SEVMEK ?
Sevmek o kadar güzel duygudur ki !
Ancak bunu, gerçekten ve ölümüne sevenler anlayabilir.
İnsan yeter ki böyle bir gerçek sevdaya kapılmasın;
Çünkü bunun sorumluluklarını bilmek ve aynı zamanda
uygulamak zorunda olduğunu unutmamalıdır.
İşte o dediğim sevda,
Sevenin ellerini bağlar, gözlerini kör eder, adeta dili tutulur.
Kendi dünyasında o güzelim aşkının hayalini kurar,
Geleceğe tertemiz, bam başka duygular içinde bakar.
Olur ya yanılırsa bir gün.
Yalnızlığa terk edilirse, biter, ölür.
Sanki elinden oyuncağı alınan küçük bir bebek gibi ağlar.
O denle bilincini yitir ki; ölümü dahi düşünür. Yaşayamaz.
Ya. Sevmeseydi gerçekten;
Der ki kendi kendine ya bu bir rüya, kendini avutur geçiştirirdi.
Oysa değildi.
Gerçekten ve ölümüne sevmişti.
Dünyası değişmiş kendini bambaşka biri olarak görür artık.
Azrail gelse sevdiğini dünyada yapayalnız bırakmamak için, ölümden korkan!
Sıkıca kenetlendiği bir tanesinden ayrılmamak için, ölüme meydan okuyan,
Biriydi artık o!
Bazı koşullar vardır, onların arasına bir engel olarak çıkar.
Onları ayırmaya zorlayan bu engeller mutlaka olacaktır.
İşte; sevginin gücü burada ortaya çıkacaktır.
Eğer silahı var ve de azimli ise o savaştan galip gelir,
Ya değilse!
Her sey burada bitti demektir.
O mutlaka her soruna bir bahane arar ve aşılması zor olduğunu dile getirir.
Ve malubiyetini belli şekillerle nedenlerini zaten önceden hazırlar,
Yalanları ile belirtmeye çalışır.
Ama o artık bu silahını bulmuş.
Ve taaruza doğru yola koyulur.
Sonu ne olacağını oda bilmiyorsa da inanmış.
Kişiliği ile mücadeleyi bırakmayacağına inanıyor.
Sonun da yanılsa da, ölüm olsa da
Çünkü o her engeli göze alıyor.
İşte o kişi benim .
YAZAN ALİ GÖK
***************************************************
GÜZELSE !
Beraberlik ne kadar güzelse,
Ayrılık o denli ihanettir .
Onun için sevmeden önce !
Bir daha sevmeyeceğine inanmalısın.
Birliktelik ne kadar güzelse,
Mesafelerde o denli yüksektir.
Onun için sevmeden önce !
Hasretlere dayanmayı bilmelisin.
Sevmek ne kadar güzelse,
Sevilmemek o denli vahimdir .
Onun için sevmeden önce !
Sevildiğine emin olmalısın.
Sevip, sevilmek ne kadar güzelse,
Engeller de o denli yüksektir.
Onun için sevmeden önce !
Güçlüklerle savaşmayı bilmelisin.
Karar verip anlaşmak ne kadar güzelse,
Karar veremeyecek durumda olabilirsin.
Onun için isyan etmeden önce !
Rab’ binin hayırlısını vereceğine inanmalısın.
Ali GÖK 21/12/2000
***************************************************
VATANIM
Bizde birlik beraberlik oldukça;
Üsteki rahat eder, alttaki rahat eder
Gönüllerde dirlik sevgi oldukça;
Büyükte rahat, eder küçükte.
Eğer sözler toplanırsa bir hedefte;
Hep beraber gideriz biz o hedefe.
Kıskanç gözle bakmazsak istenen hedefe;
Kasımızda rahat, eder başımızda.
Ecdadın kurduğu yol bize yeter.
Helal kazanılan mal bize yeter.
Öz TÜRÇE bize yeter.
Ağzımız da bize yeter, kulağımız da
İyi düşünmelisin bugünü yarını,
İyi kullan zamanını karını,
İnsanlar iyi tanırsa biri birini,
Ahbap ta rahat eder, dosta
Demeye herkes der bizimdir cennet vatan,
Kan döken can veren anan baban atan,
Helal olsun helal malına mal katan,
Bu dünyada, ahirette de rahat eder.
Gençlerimizdir bu vatanı koruyacak olan,
Elbet sonu kötü olur içi yalan dolan olan,
Vatan aşkı için can verip yok olan,
Kendide rahat eder, yavrusu da.
YAZAN ALİ GÖK
***************************************************